Ben
Nisan 8, 2018
Getirelim O Hayallerimizi Geri…
Nisan 8, 2018

Max Planck

Okulda veyahut günlük yaşamınızda Kuantum Mekaniği’ni muhakkak duymuşsunuzdur. Kuark, gluon, nötron gibi adına kulağımızın aşina olduğu ama doğrusu çoğumuzun pek de bir şey anlamadığı; evrene ve varoluşa bakış açımızı değiştiren bir fizik teorisinin tabiri caizse “babası” bugün bizim konumuz.

Kanaatimce Max Planck, ödüllerinden daha yüce bir insan. 23 Nisan 1858’de günümüzde Almanya’nın kuzeyinde kalan Kiel isimli şehirde doğan Planck, geleneksel ama akademik bir aileden geliyordu. Babası hukuk profesörü, dedesi ve büyük dedesi teoloji profesörüydüler. Danimarka-Almanya savaşından ötürü ailesiyle beraber küçük yaşta Münih’e taşınmış, Maximilians Gymnasium’a kaydolmuştu. Bu okulda özellikle matematik, astronomi ve mekanikte başarılı olan, bunların yanında piyano ve çello da çalan Max, 17 yaşında mezun oluyor. Ancak bilimi sanata tercih ediyor.

Münih Üniversite’nde fizik okuyan genç Planck’a hocası fizikte her şeyin çoktan keşfedildiğini ve yapacak çok da bir şey kalmadığını belirtir. Planck ise keşif yapmak istemediğini, sadece bilimi ve evreni daha iyi anlamak istediğini söyler. Akademik kariyeri bu günler itibariyle yükseldi. Hatta Einstein gibi başka büyük fizikçiler için Planck’in evine misafir olmak alışılagelmiş bir şeydi.

1887 Mart’ında evlenmiş ve beş çocuğu olmuştur. 21 yıl sonra karısı tüberküloz sebebiyle ölmüş, iki yıl sonra tekrar evlenmiş bir çocuğu daha olmuştu. Hayatı hakkında düzene girdi dahi denilebilirdi. Bilakis o günden sonra hayatı hep keder dolu geçmiştir. Oğlu Erwin I. Dünya Savaşı sürerken Franızlar tarafından esir alınıyor. Diğer oğlu Karl Verdun Muharebesinde öldürülüyor. Kızı doğum sırasında ölüyor ve kardeşi aynı adamla evlenip aynı sebeple ölüyor. Doğan kızlara annelerinin isimleri veriliyor. Yıllar sonra esaretten kurtulan Erwin, Hitler’e başarısız bir suikast girişiminde bulunuyor ve idama mahkum ediliyor. Oğlunun kurtuluşu karşılığında Hitler’i desteklediğini belirten bir belge isteniyor. Kabul etmemesi üzerine dönemin polisi tarafından oğlu idam ediliyor.

1947 yılında ise Max hayata gözlerini yumuyor. Planck Sabiti ve Planck Kanunu gibi adıyla anılan ödüllerin dışında Termodinamik üçüncü kanunu ve benzeri birçok çalışmaya imza atmıştır Nobel ödüllü büyük fizikçi. Hayatı boyunca inançlı olduğu ve inançsız olduğu zamanlar olmuştur ama hep karşıt görüşlere çok saygılı olmuştur.

Üzerinde düşünülesi bir sözüyle veda etmek istiyorum kendisine: “Bilim, doğanın nihai gizemini çözemez, çünkü biz, çözmeye çalıştığımız gizemin bir parçasıyız.”



Paylaşmak Güzeldir:

İrfan Özer
İrfan Özer
Kadıköy Anadolu Lisesi mezunu olup Boğaziçi Üniversitesine başlamış bulunmakta. Dergi ekibinin kendisinin potansiyelini bilmesi sebebiyle zorla yazar olarak tutuluyor. Kendisinin gevşekliği oldukça zeki yaklaşımlar doğuruyor. Moda sahilde buluşmanızda yarar var.